Yaşamım boyunca, kendi içsel yolculuğuma baktığımda gördüm ki, yazmak hep benim yol arkadaşım olmuş. Rahmetli babamın yol göstericiliği ile ilkokul ve ortaokulda, özellikle hayran olduğum şairlerin şiirlerini okumaya başladığımı hatırlıyorum ve yine o yıllarda kalemi elime aldığımda ilk yazdıklarımın dizeler olduğunu. Üniversite sıralarında “Neden buradayım?” diye kendime sorarken, yazmaya daha kararlı bir şekilde devam ettim. Ardından, yaşadığım şehirde gelişim merkezimi açtığımda, başta Türkiye Sistem Dizimleri Enstitüsünden yaklaşık üç yıl süren Aile Dizimi (Sistem Dizimleri) Uygulayıcılık Eğitimi olmak üzere tamamladığım birçok psikolojik eğitim sonrası, ruhsal gelişim hakkında kaleme aldığım yazılarım, bazı gazete ve dergilerde yayınlanmaya başladı. İlk kitabım olan “Kendin Olmak ya da Kaybolmak”, değişen yaşamlara dair hikâyelerden oluşmaktayken, “Mısralarla İyileşme” kitabım ise okuyucusunun yüreğine iyi gelmesini umduğum dizeleri içeriyordu. Aslında kelimelerin etki gücüne, ritmine, içindeki saklı tınıya inandım ve yazarın yazdıklarıyla en çok kendisini kendisine anlattığına da.
Özetle sorduğumuz, kızdığımız, kırılıp incindiğimiz ne varsa, ardından sorumluluk alarak kendimizi onarmayı seçtiğimiz takdirde, bu biriktirdiklerimizi paylaşmanın çok kıymetli olduğunu düşünüyorum ve hepimizin ayrı, özel ve özgün bir büyüme macerasının olduğunu da. Yaşadığım hayatın satırları arasında kendime bizzat sorduğum ve yanıtlarını aradığım sorular, başta Yazarak İyileşme Atölyeleri olmak üzere verdiğim eğitimler, tuttuğum birçok hayal ve rüya defterleri ile günlükler, zaman içinde beni, benimle daha yakından tanıştıran ve belirgin şekilde bana iyi gelen yazmanın iyileştiren gücüyle tanıştırdı. Bu amaçla öğrendiklerimle kelimelerin hakkını verebilmek, bilhassa çok kıymet verdiğim “Aile Dizimi Bilgileri” ışığında atalarımızdan bize aktarılan duygu miraslarını fark edebilmek, yazıyla dönüştürmeye başlayabilmek için özenle seçtiğim soruları da içerecek şekilde, kişisel tarihimize ışık tutabilmek, adım adım “Yazmanın Gücüyle Dokuz Basamakta Ruhsal Doğumumuzu” gerçekleştirebilmek adına “21 Günde Yazarak İyileşme” kitabını yazmayı seçtim.
Yazarak İyileşme kitabımda konuya dair tarihsel ve bilimsel araştırmaları içeren kısa bilgilerin ardından, buradaki satırlara kaydettiklerinizle Yazarak İyileşme kitabının artık “yazarı biz” olan bir kitap haline dönüşerek yazmanın gücüyle yüreklere şifa sunabileceğine dair inançla siz kalem dostlarımı boş sayfaların büyüsüyle baş başa bıraktım.
Yürekten yüreğe, Aslı Hatice ERSOY ( 21 Günde Yazarak İyileşme Kitabından)
